Beş gösterge, İsrail’in Lübnan’a yönelik büyük çaplı bir saldırının yakın olduğunu gösteriyor? Hizbullah hangi sürprizleri hazırlıyor? ABD elçisi Tom Barrack, 1983’te Beyrut’ta 300 Amerikan ve Fransız askerinin öldürülmesini neden hatırlattı?
İşgalci İsrail devletinin, önümüzdeki günlerde ABD’nin desteğiyle Lübnan’daki Hizbullah’a karşı büyük çaplı bir saldırı başlatmaya hazırlandığına dair çok sayıda işaret var. Ancak işgalci devletin ödeyeceği bedel son derece yüksek olacak ve Temmuz 2006 savaşındaki yenilgiden daha büyük olabilir.
- Birincisi: Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam’ın Perşembe günü, Lübnan’daki ateşkes izleme komitesi başkanı ABD’li General Joseph Clearfield ile yaptığı sürpriz görüşmenin ardından yaptığı açıklamalar: “Lübnan, bu yıl sonuna kadar Litani Nehri’nin güneyindeki silahların sınırlandırılması sürecini (Hizbullah’ın silahsızlandırılması) tamamlamaya kararlıdır.”
- İkincisi: ABD’nin Lübnan Büyükelçisi Tom Barrack, Lübnan’ın egemenliğini yeniden tesis etme zamanının geldiğini vurguladı. Hizbullah silahsızlandırılmazsa ve hükümet Hizbullah’ı silahsızlandırma ve devletin elinde tutma taahhütlerini yerine getirmekte tereddüt etmeye devam ederse, İsrail tek taraflı askeri harekât başlatabilir. Barrack, Lübnan’daki bir ABD Deniz Piyadeleri kışlasına ve Fransız çokuluslu gücünün karargahına düzenlenen intihar saldırısında 241 ABD Deniz Piyadesi ve 58 Fransız askerinin öldürüldüğünü hatırlattı.
- Üçüncüsü: İsrail ordusu, Güney Lübnan’da yoğun tatbikatlar gerçekleştirerek, İsrail’in Lübnan’a kara, deniz ve hava saldırısı düzenlemesini taklit etti.
- Dördüncüsü: Hizbullah’ın kalesi olan Beyrut’un güney banliyölerinden, güvenli olduğuna inanılan kuzey ve kuzeydoğu bölgelerine doğru göçün giderek artması.
- Beşincisi: İsrail keşif uçakları, Lübnan hava sahası üzerindeki kontrollerini neredeyse gece gündüz yoğunlaştırdı ve sızıntılar, bu İsrail uçaklarının ve insansız hava araçlarının Lübnan altyapısını, özellikle Beyrut Havalimanı’nı, limanı, elektrik ve su istasyonlarını hedef alabileceğini gösteriyor.
Bu tehditler ve İsrail’in Lübnan ve hükümetine yönelik baskıları, son günlerde İsrailli generallerin aktardığı haber raporlarıyla örtüşüyor. Bu raporlar, “Hizbullah”ın askeri ve örgütsel gücünü hızla geri kazandığını ve özellikle son İsrail saldırısı öncesinde sahip olduğu füzelerin daha hassas versiyonlarını üretme yeteneklerini geri kazandığını doğruluyor. Lübnanlı bir kaynağımız bu gerçeği doğruladı ve beklenen sürprizin “Hizbullah”ın süpersonik füzeler ve daha gelişmiş, ağır parçalanma başlıklarına sahip füzeler fırlatması olabileceğini, detaylara girmeden bildirdi.
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, son konuşmalarında bu gerçeklere değinerek, Hizbullah’ın toparlandığını ve İsrail’in Lübnan’a büyük çaplı bir saldırı başlatması halinde güçlü bir şekilde karşılık vereceğini belirtti. Kasım, direnişin silahlarının Lübnan içişlerinde kullanılmak üzere değil, İsrail saldırganlığına karşı koymak için tasarlandığını da sözlerine ekledi. Bunlar Lübnan’ın gücünün bir parçası ve bunları geri çekmenin sorunu çözeceğini düşünen herkes büyük bir hata yapıyor.
Başkan Yardımcısı Pence, Dışişleri Bakanı Rubio, Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Whitlock ve Başkan’ın damadı Jared Kushner’den oluşan ABD’den bu yoğun ve üst düzey resmi heyetin, işgal altındaki devlete bu günlerde yaptığı ziyaretin asıl amacı, Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarını durdurmak ve ateşkesi sonlandırmak değil; esas olarak İran ve Lübnan ile Yemen’deki müttefiklerine yönelik bir İsrail-Amerikan saldırısına hazırlık ve bunun için gerekli düzenlemeleri yapmaktır.
“İsrail” Lübnan’da iki kez utanç verici bir yenilgiye uğradı; ilki 2000 yılında kayıpları azaltmak için güneyden tek taraflı çekilerek, ikincisi ise Temmuz 2006 savaşında. Kesin olan şu ki, üçüncü bir yenilgi yolda. Gazze’de iki yıldır sürdürdükleri saldırganlıklarının hedeflerine ulaşamayanlar Lübnan’da kazanamayacaklar. Lübnan’ın da İran’ın da sahada yalnız kalacağına inanmıyoruz. Stratejik sabır ve özdenetim dönemi, belki de geri dönüşü olmayacak şekilde sona ermiş olabilir. Sayın Ali Hamaney’in üç gün önce yaptığı son açıklamalara geri dönmek, söylediklerimizi doğrulayan çok şey içeriyor…
Abdulbari Atvan
Rai Al Youm




